24 yılı aşkın süredir bilfiil #Cumhuriyet Gazetesi alıyor ve okuyorum. Yaklaşık 2 yıldır da (başlangıçta destek amacıyla) BirGün Gazetesi alıyor, okuyorum. Ayrıca (bugün için kâğıt üzerinde de kalsa) Giresun CUMOK Yürütme Kurulu Koordinatörü’yüm (https://www.sondakika.com/haber/haber-cumhuriyet-gazetesi-imtiyaz-sahibi-ilhan-selcuk-un/).
Açıkçası, son yönetim değişikliği sonrası, (Mine G. Kırıkkanat yetmiyormuş gibi) başta Alev Coşkun ve Mustafa Balbay olmak üzere, Barış Doster ve Enver Aysever (ve de adını yeni duyduğum Bartu Soral) nedeniyle (zira Cumhuriyet’te görmeyi arzulamadığım bu kişiler -bana göre- Aydınlık ve/veya Sözcü’de yazmalılar), Cumhuriyet okurluğuma devam edip etmememi sorgulamaya başladım. Sonra, Aslı Aydıntaşbaş, Nuray Mert, Ahmet İnsel aklıma geldi ve ‘kişiler gelip geçici, aslolan #Cumhuriyet Gazetesi’dir’ düşüncesinden hareketle ve de kendimle çelişmemek adına (http://ahmetkoksal28.blogspot.com/2016/11/giresun-cumhuriyet-gazetesine-sahip_3.html) (https://www.giresun28haber.com/addde-biraraya-gelen-giresundaki-stklardan-tarihi-cagri.html) bugün hâlâ #Cumhuriyet okuruyum. Ve (BirGün ile birlikte) her gün #Cumhuriyet almaya da devam ediyorum.
Son birkaç gündür, (Mustafa K. Erdemol’ün tabiriyle) “iktidarlaşmış ihbarcı dil” ile “köşeyazısı değil iddianame yazan” (http://www.cumhuriyet.com.tr/m/koseyazisi/1155786/Maymuna_ustura_verilmez.html) kişi ile ilgili tartışmada, önce Aykut Küçükkaya ve Orhan Bursalı, sonrasında bugün Ali Sirmen, Mustafa K. Erdemol, Zafer Arapkirli, Özlem Yüzak’ın ‘tetikçilik’ten değil gazetecilikten, ‘linç’ten değil, hukuktan ve demokrasiden yana tavır koymaları #Cumhuriyet Gazetesi için umudumu yeşertti.