İşte Öyle Bir Şey

6 Aralık 2015 Pazar

HOLİVUD'DAN VELİEFENDİ'YE - Ahmet Köksal | Karadeniz Time

Coğan Kıraford’un Viyena karakteriyle başrolünde olduğu, toprak ve hayvan sahiplerinin demiryoluna direnişini (diğer filmlerin aksine) kadın karakterlerin iktidar mücadelesinde anlatan, 50’li yıllara göre oldukça ilerici sayılabilecek bir film Coni Gitar.

Filmin baş erkek oyuncusu ise, filme adını veren karakteri canlandıran Störling Heydın. Hani Dı Gadvadır filminde Maykıl Karliğon’un kafede öldürdüğü rüşvetçi ve gıcık polis şefi var ya, işte o.

Sırtındaki çapraz biçimde yerleştirilmiş gitarıyla bir kovboyun, bir patlama ve ardından gerçekleşen araba soygununa denk gelmesiyle başlıyor film. Ve sırtındaki çapraz biçimde yerleştirilmiş gitarından da anlıyoruz ki, filmin esas oğlanı olan, filme adını veren Coni Gitar bu (ya da sonradan öğrendiğimiz ve sadece Viyena’nın bildiği gerçek adıyla silahşor Coni Logın).

Ve ayrıca Viyena ile beş yıldır görüşmeyen eski yâr Coni. Bu beş yıl içinde Viyena da boş durmamış ve “eski yâr şöyle dursun, can kurban yeni yâre” dizeleriyle yıllar sonra İbrâm Dadlıses’in dikkat buyurduğu gibi Coni Gitar’ın filmin başlangıç sahnesinde tanık olduğu soygunu gerçekleştiren Sıkad Bıredi’nin canlandırdığı Dı Densın Kid ile bir ilişki yaşamıştır anladığımız kadarıyla.

Dı Densın Kid’e abayı yakan ve fakat karşılık bulamayan, Viyena’nın sadece aşkta değil iktidar mücadelesinde de rakibi olan diğer kadın ise, filmin kötü karakteri Emma’dır.

Viyena ile Emma’nın düellosu sonrasında, film ile aynı adı taşıyan ve filmin gösteriminden sonra meşhur olan şarkı eşliğinde, eski(memiş) âşıklar Coni ve düelloyu kazanan Viyena’nın öpüşmesi ile son bulur film.

Kid’i merak edenler için ise, düelloda Emma tarafından kolundan vurulan karşılıksız aşkı Viyena’yı merak edip ona doğru koşmasının bedelini, platonik âşık Emma tarafından alnının tam ortasından vurulması ile ödediğini belirtmemiz gerek.

• • •

Bu filmi anımsatmamın nedeni; aynı adla bir İngiliz atı vardı Türkiye’de; daha doğrusu bir ‘n’ harfi eksik. İngiliz safkan… 90’lı yıllarda pek de popülerdi. Büyük yarışlar kazanmıştı Coni Gitar.

Bir de Bold Paylıt vardı. Yine bir İngiliz atı. Gazi Koşusu’ndaki rekoru hâlâ kırılamamış şampiyon at.

İlk Beretta’yı geçerek fark ettirdi kendini… Ve görkemli yarış yaşamına başladı.

Genelde son düzlükte ve dış kulvardan yaptığı atakları ile meşhur olsa da, son ana kadar başa baş götürdüğü ve burun farkıyla kazandığı Uluslararası (o zamanki söyleyişle Enternasyonel) Boğaziçi Koşusu’nda, Alman Galte’yi geride bırakarak, hem bir zafere daha imza atmıştı, hem de ulusal övünç kaynağımız olmuştu 90’lı yıllarda.

Ve tabii unutulmaz şampiyon Yavuzhan. Kazanmayı severdi. Aynada da olsa, kolunu-bacağını, toynağını, burnunu uzatarak da olsa hep kazanırdı Yavuzhan. Arap atları arasında hâlâ bir efsanedir sanırım; uzunca bir zamandır pek takip etmesem de.

• • •



Böyle şampiyon atları anımsayınca bir de gönüllerin şampiyonu Cihan geliyor insanın aklına; ‘cihan lideri’ni sırtından atan.